Şaşı bak şaşır

Gazetelerin bilmece – bulmaca eklerinde, “Resmin merkezine odaklanın, yok kuşu yok tavşanı göreceksiniz” gibi şeyler yazan ve kısaca “Şaşı bak şaşır” denilen bölümler vardı. Odaklanıp, merkezdeki gizlenmiş şekilleri görmek maharet isterdi. Bakanların büyük kısmı, görmese de “Gördüm” derdi.

Hayatta da bazen çerçeve o kadar büyür ki, bir türlü odağı bulamayız. Güvenliği simgeleyen can simidi bu bakışta da çerçeveyi, görüşün büyük kısmını kaplamış durumda. Can simidi elinin altındaysa deniz üzerinde yol alırken güvendesin demektir. Ama can simidi aynı zamanda her zaman “Batma riskini, tehlikeyi” de hatırlatır, temkinli olmayı öğütler.

Biraz odaklanınca ise tam merkezdeki deniz feneri görülüyor. Deniz feneri de güven verir ama açık denizde olana. Yolda olana, doğru yolda olması için işaret gönderir. Sanılanın aksine “Karaya gel” demez deniz feneri, “Karaya vurma” der. Deniz fenerini takip eden artık can simidini fazla düşünmez, risk alır.

Bu bakışta can simidinin oluşturduğu çerçevenin içindeki feneri görmek için şaşı bakıp şaşırmak gerekiyor.

 Zaten şaşı bakıp şaşırmadan da açık denizlere açılıp, yeniliğe ve dünyaya doğru yol almak mümkün mü ki?

 * Güzel fotoğrafının kullanımına izin veren Arzu Efe’ye teşekkür ederim.