İki çeşme

İki çeşme yan yana. Sarı pirinç olan belli ki yüzyıllardır caminin duvarında. Parlak, krom kaplama olan ise 1-2 yıl, bilemediniz 4-5 yıldır orada olmalı. Yeni ve modern bir çeşme. Aç – kapa musluklardan. Yeni çeşme beyaz plastik bir boruya bağlı olduğuna göre su da ondan akıyor demek ki. Suyu da akıtmanın verdiği kibirle, aklı sıra, eski çeşmeye yukarıdan bakıyor.

Pirinç olan ise eski değil köklü. Ve modern çeşmenin farkında olmadığı şey, köklü olan ile yüzleşen her modern zaman icadı gibi çok çirkin olduğunu bilmemesi…

Bir tek suyu akıtmanın, suya yol vermenin yeterli olduğunu zannediyor modern çeşme. Ama su için nereden, nasıl aktığı önemli değil ki… Su bilmez eskiyi yeniyi, sadece akacak yatak ister.

Ama insan dünü, bugünü, yarını bilir ve hayatını akıtacağı yatağı seçebilir. Hayatımızın yatağını hep bugünden yarına değil de geçmişten yarına doğru, bugüne de uğrayarak akıtsak ne hikâyeler öğreneceğiz oysa. Tıpkı pirinç çeşme gibi… Bir çevirseniz onu da, musluktan sadece su değil geçmişten bugüne ne hikâyeler akacak…

* Fotoğraf  : Kestane Pazarı Cami / İzmir 2012