Caz sokaktır

Bazen zamanlama çok şeydir hatta bazen zamanlama her şeydir. İstanbul Karaköy’de tramvaydan inip de altgeçitten Tünel’e doğru yürürken günışığından önce kalbimi çalan trompetinin sesi geldi. Yeraltı geçidinde artık ışığa değil sese doğru yürüyordum.

Tam geçit çıkışında, günışığının altında sesin kaynağına ulaştım. Sırtını duvara yaslamış, etrafını hiç umursamadan sakince müziğini yapıyordu. Başka zaman olsa yüzümde hafif bir gülümseme ile yanından geçerdim ama bu sefer çakılıp kaldım.

Çünkü bir haftadır Caz Festivali için İstanbul’daydım ve dünya çapında cazcıları dinlemiştim. Hepsi iyiydiler hatta çok iyi müzisyenlerdi ama kulağım cazla dolu olduğu için hemen müziğinin peşine takıldığım bu mavi gömlekli trompetçi, caza kesmiş bir haftanın sonunda dinlediğim en gerçek müziği yapıyordu. İşte bu yüzden zamanlama çok şey demekti. Doğru zamanda, doğru yerde karşıma çıkmıştı ve usulca trompetiyle bana fısıldıyordu:

“Caz sokaktır,  caz mavidir, caz özgürlüktür”

%d blogcu bunu beğendi: