Durdurdum. Yakaladım. Yerden 5 bin feet yüksekte, pervanenin hareketini ve zamanı fotoğraf makinemin içine hapsettim, durdu pervane. Bulutların üzerinde asılıyız.
Ya da öyle zannediyorum. Teknolojinin yardımıyla, fotoğraf makinemi 1/2000 enstantaneye getirip, yani saniyenin 2000’de birinde pervaneler durmuş gibi fotoğrafını çekiyorum. Etrafımdakilere de fotoğraf makinesinin ekranından fotoğrafı gösterip, “Bakın pervane durdu” diyerek şaka yapıyorum.
Harekete daha doğrusu zamana hükmettiğimizi zannederken aslında tüm yapabileceğimiz “Miş gibi yapmak” ya da şaka yapmak.
Pervaneler dönüyor ama ben durmuş gibi fotoğraflarını çekiyorum. Çektiğim fotoğraf da sadece bir yanılsama.
Fotoğrafı çeken zamana hükmedip, durduracağına inanıyor yani Tanrı olmaya soyunuyor. Oysa Tanrı bile zamandan azade olduğu için zamanda önce de zamandan sonra da olacak deniliyor ya Tanrı için.
İnsanoğlu Tanrı’yı bile zamanla yarıştırmaktan kaçınırken, diğer yandan kendisi zavallıca bir tutkuyla zamana hükmetmeye çalışır.
Ben de zamana hükmetme konusundan vazgeçiyorum ve kendimi tekzip ediyorum, “Hayır, pervaneler dönüyordu.”
Hocam selamlar
İlk yorumum olacak belki ama çok beğendim keske biraz daha kirpsan diyecektim ama o zaman da gerçeklik duygusunu yitirir acaba durduğu yerde mi çekmiştin duygusu oluşurdu izleyici üzerinde demekten de kendimi alamıyorum.
Fotografa ve altlarına yoruma devam.
Selamlar
İbrahim
Slm İbrahim,
Beğendiğine çok sevindim. Kırpmayı ben de düşündüm ama aynı nedenle, havada olduğu belli olsun diye kırpmadım.
Gözümüz açık, elimizde derman oldukça çekmeye ve yazmaya devam
Mert
bilader ilerletenn zamanda kitabını da bekliyoruz. yalnız biraz pahalı bir kitap olacak. siyah beyaz da olmaz ki iç sayfalar..